Çölyak Nedir?
Çölyak, ömür boyu süren bir oto immün hastalığıdır ve bağırsak ile vücudun diğer bölümlerine etki eder. Vücudun bağışıklık sistemi gıdanın içerisinde bulunan glutene tepki verir. Gluten; buğday, arpa, çavdar ve yulafta bulunan bir proteindir. Ekmeğe elastikiyet veren ve kekin kabarmasını sağlayan gluten proteinidir.
Çölyak hastası olan bireyler glutene duyarlıdırlar. İnce bağırsakta villus adı verilen küçük, parmak şeklinde yapılar mevcuttur. Bu yapılar ince bağırsaktaki yüzey alanını arttırıp temel besin öğelerinin absorbe edilip kan akışına karışmasına izin vererek sindirimde kritik rol oynarlar.
Oysaki çölyak hastalarında, gluten villus ile etkileşime girdiğinde yabancı bir maddeymiş gibi bağışıklık sisteminde villusa saldırıyı tetikler. Villuslar hızlı bir biçimde zarar görür ve yiyeceklerden almamız gereken anahtar besin öğelerinin alımında etkisiz hale gelir. Bunun sonucunda beslenmede yetersizlikle beraber değişen ciddiyetle bir takım problemler ortaya çıkar.
Vücutta savunma mekanizmasının aktif hale geçmesi nedeniyle oluşan rahatsızlıkların, “Otoimmünite” dediğimiz vücudun kendi kendine yaptığı tahribatlara, tiroid yetmezliği, şeker hastalığı, ağız ve gözde kurulukla giden Sjogren Sendromu ve ciltte yaralar örnek olarak verilebilir. Bu hastalıkların her biri de ayrı ayrı hayatı tehdit ederek ciddi tahribatlara yol açacak kapasitededir.
Belirtileri Nelerdir?
Çölyak hastalığının birçok gastrointestinal belirtisi vardır; kramplar, şişkinlik, mide gazı, diare gibi. Genellikle hassas bağırsak sendormu ile karıştırılır ve daha sonra çölyak tanısı konur.
Semptomlar değişken ciddiyette gözükebilir. Besin maddelerindeki emilim bozukluğu ile başlar ve diare, bitkinlik, demir eksikliğini de kapsar. Diğer semptomlar aşağıdaki gibidir;
-
Şişkinlik
-
Karın ağrısı
-
Mide bulantısı
-
Yorgunluk
-
Baş ağrısı
-
Kilo kaybı
-
Dudakta yaralar
-
Saç dökülmesi
-
Diş minesinde hasar
-
Doğurganlık problemleri
-
Tekrarlanan çocuk düşürme
Çocuklarda düzgün biçimde kilo veya büyüme kazanımı görülemeyebilirken, yetişkinlerde kilo kaybı gözlenebilir. Emilim bozukluğu aynı zamanda demir eksikliğine bağlı anemi dolayısıyla bireyleri kuvvetsiz ve bitkin düşürebilir . Ayrıca kalsiyum emilim bozukluğuna bağlı olarak düşük kemik yoğunluğu ve bazen osteoporoza bağlı olarak kırıklar görülmektedir.
Tanı ve Tedavisi
Çölyak hastalığının tanısı için belli bir yöntem mevcuttur. Öncelikle semptomlarınızı doktorunuza anlatmanız gerekir, sizden basit bir kan testi isteyeceklerdir. Bu test vücudunuzun glutene karşı ürettiği antikorları gösterecektir. Testin yanı sıra günlük normal diyetiniz incelenecektir. Eğer test pozitifse, ince bağırsaktaki villusların hasar durumunu görmek için bağırsak biyopsisi istenecektir.
Çölyak hastalığının tedavisi ömür boyu glutensiz diyettir. Buğday, arpa, çavdar ve bunlardan elde edilen gıdalardan uzak durulmalıdır. Glutenin en belirgin kaynakları makarnalar, ekmekler, unlar, pizza tabanları, kekler, bisküviler, tahıllar ve hamurişleridir. Yulaf diğer tahıllarla kontamine olabilmektedir. Paketlenerek satılan birçok gıda ve hatta kozmetik ürün, kıvam verici, sertleştirici dolgu maddesi göreviyle gluten içerme riski olduğu için, çölyak hastalarının satın almış oldukları ürünlerin içerikliklerini titizlikle okumaları gerekmektedir.
Bireylerin 'Sağlıklı Yaşam' düşüncesi ile kişisel diyet programları oluşturarak, vücutları ile etkileşime geçmesi durumunda sağlıklarına zarar verme riski olan ürün ve besinleri hayatlarından çıkardıkları bir beslenme anlayışının oldukça yaygın olduğu günümüzde, Çölyaklıların glutensiz yaşam ve glutenin hangi besin maddelerinde ve gıdalarda, gıda dışı ürünlerde bulunduğu hakkında bir ön araştırma yapmaları ve sonrasında kendi Glutensiz Diyet programlarını oluşturmaları 'Daha Sağlıklı bir Yaşam' altyapısını oluşturacaktır.
Sıkı bir glutensiz diyet uygulanması durumunda bağırsak iyileşmeye başlar ve çoğu zaman semptomlarda hafifleme görülür. Glutensiz diyete ne kadar erken başlanırsa osteoporoz ve ince bağırsak kanseri riski ortadan kaldırılır.
Çocuk ve Çölyak
Okul çağına gelmiş çölyaklı çocuğunuz için hergün evden okula glutensiz yiyecek taşımanız zor olacaktır. Bunun için öncelikle okul idaresi ve öğretmenleri ile görüşmeli, onları bu konuda bilgilendirmelisiniz. Çocuğunuzun okulda sağlıklı ve doğru bir biçimde glutensiz diyetini sürdürebilmesi için okul yönetiminden gerekli desteğin alınması gerekir.
Okulda yapılacak herhangi bir aktivite için önceden hazırlık yapılmalı ve çocuğunuzu kendisini diğer çocuklardan farklı bir durumda hissetmemelidir. Bu şekilde konuyla ilgili olarak psikolojik durumu da olumsuz etkilenmemiş olur.